İşçi kıyımlarıyla tasarruf yapılamaz….

 YUSUFUN KUYUSU:


Bir insanı  işinden edilmek sadece maddi bir kayıp değil, aynı zamanda duygusal bir travmadır. İş, sadece geçim kaynağı değil, aynı zamanda kişinin kimlik ve değer duygusunu şekillendiren bir unsurdur. İşten edilme durumu, bir insanın hayatında derin izler bırakabilir ve pek çok zorluğa yol açabilir.  

Hayat, birçok zorluğu barındırır. Ancak, belki de en acı veren deneyimlerden biri, beklenmedik bir anda işinizden edilmektir. Bir akşam üstü bakarsınız telefonunuza bir mesaj gelir ve İşvereniniz tarafından “iş akdiniz fes edilmiştir” mesajını gördüğünüzde kelimeler boğazınızdan düğümlenir, boğazınız kurur, başınız dönmeye başlar, önünüzü göremez hale gelirsiniz. Ve sonra bir daha bir daha okursunuz o mesajı. İşte o anda gerçekle, hayal arasında  puslu bulanık bir dünyaya adım atacağınızı düşünerek, işe girerken kurduğunuz onca güzel hayalleriniz altüst olur:

Bu duyguyu yaşadınız sevgili emekçi kardeşlerim. Bu duyguyu yaşayanları bilirim. Her gün onlarca işsiz filinta gibi gençlerin iş arayışlarına şahit olurum. Onlar anlatır ben dinlerim. Onlar üzülmediğimi yada bir çare bulmak istemediğimi düşünürken ben içten içe ağlarım. Kimi ülkeden kaçmak istiyor, kimi başka yollara çaresizliklerinden. Ben ülkemin bir genci kendi ülkesinden  kaçıp kaçak göçmen konumundan yaşamasını asla istemiyorum. Ancak sistem, sistemin yol aştığı adaletsiz uygulama, adama göre iş mantığı, zengini zengin yapma iş olanağı sağmala sistemi nice genç beyinleri elimizin tersiyle kaçmalarına göz yumduk kanal açtık.

İşte Van’da yaşanan durumda tam da  bu gerçeğiyle bir daha yüreklerimizi yaraladı.  Belediyelerde yaşanan işten çıkarmalar, sadece bir maliyet tasarrufu olarak görülemez. Engelliler, özel gereksinimli bireyler ve umutla iş arayan gençler, bu kararların en büyük mağdurlarıdır. Bu insanların işlerinden edilmesi, sadece maddi değil, aynı zamanda manevi bir çöküntüye yol açar. Onlarca emekçinin işinden edilmesi, adaletsizliğin ve umutsuzluğun gölgesini daha da derinleştirir.

Belediyelerin mali zorluklarının çözümü için alternatif yollar mutlaka vardır. Ancak, işten çıkarmaların en son çare olarak görülmesi gerekir. Belediyelerin borçları ne olursa olsun, bu kararların doğrudan insanların yaşamını etkilediği unutulmamalıdır. İşten çıkarılanların yaşadığı acı ve umutsuzluk, sadece bir rakam veya bütçe açığı ile ölçülemez. Bu durum sadece bir maliyet tasarrufu olarak ele alınmamalıdır. İşten çıkarmaların ardında yatan insan hikayeleri ve yaşanan acılar, göz yaşları  göz ardı edilmemelidir.

Belediyeler, Ocak ayında yapılan zamlar ve sonradan alınan işçiler üzerinden işten çıkarmaları, basit gerekçelerle savunulmaktadır.. Belediyelerin borç altında olduğu doğrudur, ancak bu borçlar, insanların işlerinden edilmesini haklı çıkarmaz. Hizmet yapmamak, işten çıkartılan insanların eleştirilerinden daha ağır bir eleştiriye maruz kalır.

Ha eleştiri alısınız, varsın eleştiride yapsınlar.

Hizmet yapmamak eleştirisi ekmeği elinden alınmış  insanların  eleştirisinden, bedduasından ve ahinden daha ağır acı vermez herhalde. Ancak işe, aşa el uzattığınız anda binlerce vicdan bunu sorgular ve sorguluyor da.

Genç İşsizliğin en yüksek olduğu bu kentte bunu yapmak külliyen yanlıştır.  Kim tarafından, hangi dönem de işe gerçek manada ihtiyacı olan bir gencin, bir mazlumun, mağdurun, ve özel gereksinimlinin  elinden tutmuşsa herkes buna alkış tutar. Fikrine, zikrine veya partisine bakılmaksızın  her bir gencin tüm devlet tüm kurumlarında çalışmaya hakkı vardır. Kurumlar şu veya bu partinin malı da değildir tekelinde de olmamalıdır. Bu dönemde, şu dönemde işsizler işe alınmazsa peki hangi dönem bu işsiz gençlerin dönemi olacak merak ediyorum.

Tüm Belediyelerin borçlardan muzdarip bu yola baş vurmamalarını umuyoruz. Bu siyasi tuzağa düşmeden yanlıştan dönmeleri gerekir. Evet işe ihtiyacı olmayanların kurumlara alınmışsa ki alınmıştır. Bunun yanında onlarcası da gerçek anlamda işe, aşa umuda tutunmak için çeşitli külfetlere katlananların da işe alındığı gerçeğini görmemezlikten gelinmemelidir. Parasal bahanesi ise havanda su dövmek gibi ses çıkartır.

“Kaş yaparken göz çıkartmak gibi” bir hamle oldu. Bunları ayıklamak için bir komisyon kurulur. Hakkaniyetli vicdan sahibi her siyasi partiden yada Vanlı olmayan bağımsız kişilerden oluşan bir komisyonla, sırf fantezi olarak işe giren ve işe ihtiyacı olmayanları ayıklayarak  işlerine son verilseydi bu tutum kamu oyunda büyük bir taktir alınırdı. Toplu işten çıkarmalar, toplumun takdirini değil, lanetini kazanır.

 Bu dönemde, umutlarını iş arayışlarına bağlamış gençlerin ve dezavantajlı grupların elinden tutmak, bir toplum olarak en önemli sorumluluklarımızdan biridir. Herkesin eşit fırsatlara sahip olması ve adil bir iş piyasasında rekabet etmesi gerekmektedir. İşsizlik, sadece bir rakam olarak değil, insanların yaşamlarını nasıl etkilediğini anlamak önemlidir. Belediyelerin, işten çıkarmaların sadece son çare olduğunu unutmamaları ve bu kararları alırken insan odaklı bir yaklaşım benimsemeleri önemlidir. Adalet, vicdan ve insanlık, her türlü mali zorluğun üstesinden gelmek için en önemli değerlerdir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bilim İnsanları, Yaşam Süresini %30 Uzatacak F-Actin Geninin Aktivitesini Keşfetti

VAN GÖLÜ CANAVARI

Van'da Uyuşturucu torbacılarına Operasyon; 50 Şüpheli Gözaltına Alındı

Van Gölü'nde Tarih Gün Yüzüne Çıkıyor: Su Altındaki Gizemli Yapılar Keşfedildi!

Yayılan yeni salgın nedeniyle aşı kampanyası ve kapanma olacak mı? Bakan Koca açıkladı

Van Sınırında Güvenlik Duvarı Tamamlanıyor, Kaçak Geçişler %90 Azaldı!

Van Semalarında Kargalar: Binlercesi Gökyüzünü Siyaha Bürüdü

Eğitim Sen Hakkari Şubesi’nden Temizlik ve Hijyen Protestosu: ‘Çocuklarımızın Sağlığı Riskte!

Van’da Sahipsiz Hayvanlara Dev Yatırım: 250 Dönümlük Doğal Yaşam Alanı Açıldı!

Ağrı'da ilginç Uyuşturucu Kaçakçılığı