Siyasetçinin hesabı varsa, seçmenin de hesabı vardır..
(Gazeteci ERCAN AKKAR yazdı)
Seçime doğru her şey o
kadar baş döndürücü bir hızla değişiyor ki, bir gün önce birbirlerine
demediklerini bırakmayanlar, bir gün sonra yan yana gelerek birbirlerine
methiyeler düzebiliyor. Siyaset böyle bir şey olmalı. Menfaatler, çıkarlar söz
konusu olunca ne ilke, ne de parti programları bir anlam ifade etmiyor.
Son dakika bir değişiklik
olmaz ise 100 bin imzayı aşan 3 cumhurbaşkanı adayı bulunuyor. Bunlar; AK Parti
Genel Başkanı ve mevcut Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu ve Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce. Erdoğan ve
Kılıçdaroğlu’nun adaylığı sürpriz değil, ancak Muharrem İnce’nin adaylığı ilk
günden beri tartışılıyor ve tartışılacağı benziyor.
Muharrem İnce'nin
adaylığı muhalefet bloğunun topyekun tepkisini çekerken, iktidar bloğunu ise
memnuniyetini arttırıyor. Çünkü Memleket Partisi Genel Başkanı İnce’nin alacağı
her oyun aslında kendi hanelerine yazılacağını biliyor, bunun için hem sosyal
medyadan, hem de ellerindeki görsel, işitsel ve yazılı medyadan İnce'ye ince
ince değil, kalın kalın destek veriliyor, İnce’nin muhalefet bloğuna yönelik
söylemlerinin daha fazla kitleye ulaşması için gereken neyse fazlasıyla
yapılıyor.
Olayın bir de
milletvekili, yani parlamento ayağı var. Cumhurbaşkanı olmak isteyen,
parlamento çoğunluğunu da elde etmek istiyor ki, topal ördek olmasın. Aday
adayı başvuruları tamamlandı. AK Partiye önceki seçime oranla başvuruların daha
az, iktidara namzet bloktaki partilere yönelik başvuruların istisnalar hariç
biraz daha fazla olduğunu görüyoruz. Bu birçok kesim tarafından mevcut
iktidarın güç kaybetmesinden ve yeni iktidar olacakların yanında
yeralabilmekden kaynaklandığı ifade ediliyor.
Bizi daha çok
ilgilendiren Diyarbakır, Mardin, Şanlıurfa, Van ve diğer çevre kentlerin aday
adayı başvuru listelerini analiz ettiğimizde 3 çeşit başvuran tip görmekteyiz.
Bunların birincisi; mevcut ve eski milletvekilleri,
İkincisi; partilerin içinde çalışan veya uzun süredir üye olup da sıranın
kendilerine geldiğine inananlar,
Üçüncüsü de; belki piyango bana çıkar havasında olup da öylesine
başvuranlardan oluşuyor.
Milletvekili aday
adayları için bazı partiler temayül yoklaması yaptı. Ancak yıllardır tartışılan
temayül yoklamalarının pek dikkate alınmadığı ve listenin genel başkan ve
yanındaki birkaç kişi tarafından şekillendiği biliniyor. Dolayısıyla aday
adayları daha çok torpil arayışına giriyor, bunun içinde kesenin ağzını sonuna
kadar açıyor. Tüm bu süreçler demokrasimizin ne kadar kötü bir durumda olduğunu
ve bunun da ülke yönetimine yansıdığını bariz bir şekilde ortaya koyuyor.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet
Sistemine geçildiğinden bu yana koalisyon ile yönetiliyoruz. ‘Ayrı görüşteki
çeşitli güçlerin belli bir amaçla oluşturdukları birliğe’ verilen ad olan
koalisyon, aslında denge-denetleme adına çok iyi bir yönetim şekli. Özellikle
Avrupa Birliği ülkeleri bunu çok başarılı bir şekilde uyguluyor. Fakat ne yazık
ki bizde bireysel ve parti çıkarları ön plana çıkarıldığı için daha çok ‘çıkar’
elde etmeye yönelik işletiliyor.
Bunu son dönemde küçük
partilerin, büyük partilere yönelik ‘şantaja’ varan hamle ve pazarlıklarında
görebiliyoruz. İşte bu tabloda iktidarların, ya da koalisyonların seçmene
değil, kendilerine çalışacağını ortaya koyuyor. Böyle bir durumda ağırlaşan
sorunların çözümü, çözümsüzleşiyor. Ee siyasetçinin böyle bir hesabı varsa,
seçmenin de hesabı vardır elbet. Onu da 15 Mayıs günü göreceğiz.
Bu arada 11 ayın sultanı
olarak adlandırılan Ramazan ayının içerisindeyiz. Tüm İslam aleminin bu kutsal
ayı mübarek olsun. Ancak ülkemiz de dahil olmak üzere Müslümanların yaşadığı
coğrafyada, Ramazan ayları her geçen yıl daha da ağırlaşıyor.
Birçok Müslüman ülkesinde
iç ve dış savaşlar devam ediyor. Müslüman ülkelerin büyük bölümünde çok zengin
kaynaklara rağmen yoksulluk ve sefalet sürekli artış gösteriyor. Söz konusu
ülkeleri yöneten ve onlara destek veren belli bir güruh, zevki-sefa içinde
iftar sofralarını kurarken, milyonlarca Müslüman da sofrasına bir kap çorba
bile koyamıyor. Bu nedenle halk, yani seçmem bu tür yöneticileri sandık da
değiştirmeli.
Sevgiyle kalın.
Yorumlar
Yorum Gönder