Akdamar Kilisesi ve adası-Akdamar Church and island-Igreja de Akdamar e ilha

AKDAMAR ADASI VE KİLİSE

Akdamar Adasındaki Surp Haç kilisesi veya Kutsal Haç Katedrali, Kudüs'ten İran'a kaçırıldıktan sonra 7. yüzyılda Van yöresine getirildiği rivayet edilen Hakiki Haç'ın bir parçasını barındırmak maksadıyla Kral I. Gagik'in emriyle 915-921 yıllarında Mimar Manuel tarafından inşa edilmiştir. Adanın güney doğusuna kurulmuş olan kilise, mimari açıdan Ortaçağ Ermeni sanatının en parlak eserleri arasında sayılır. Kızıl andezit taşından inşa edilmiş olan kilisenin dış cephesi, alçak rölyef şeklinde işlenmiş zengin bitki ve hayvan motifleriyle ve Kutsal Kitap'tan alınma sahnelerle bezenmiştir. Kilise bu özelliğiyle de Ermeni mimari tarihi içinde eşsiz bir konuma sahiptir.

Doğudaki birçok başka Ermeni anıtı ile birlikte Aktamar Kilisesinin de 1951'de hükümet emriyle yıkımı kararlaştırılmış, 25 Haziran 1951'de başlatılan yıkım çalışması o dönemde genç bir gazeteci olan ve tesadüfen olaydan haberdar olan
Yaşar Kemal'in müdahalesiyle durdurulmuştur.Kilisenin kuzeydoğusundaki şapel 1296-1336 tarihlerinde, batısındaki jamadun (cemaat evi) 1793 tarihinde, güneyindeki çan kulesi 18. yüzyıl sonlarında ilave edilmiştir. Kuzeyindeki şapelin ise tarihi bilinmemektedir.
Onyıllar boyunca bakımsız olarak kalan kilise 2005-2007 döneminde Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve
Turizm Bakanlığıöncülüğünde, Türkiye Ermenileri ve komşu Ermenistan ile ilişkilerin geliştirilmesine yönelik bir adım olarak, 1.5 milyon dolar harcanarak restore edilmiştir. Restorasyon çalışması bazı uluslararası kültür çevrelerinde "siyasi amaçlı" olarak tanımlanmıştır.[1] Kilise 29 Mart 2007 tarihinde TC Kültür Bakanı Ertuğrul Günay ve Ermenistan Kültür Bakan Yardımcısının katılımıyla müze olarak tekrar açılmıştır.[2]Restorasyon çalışması sonrası, kilisede 19 Eylül 2010 tarihinde Türkiye Ermenileri Patrikliği Ruhani Meclisi Patrik Genel Vekili Başpiskopos Aram Ateşyan yönetiminde bir ayin düzenlenmiştir, bu 95 yıl aradan sonra burada düzenlenen ilk ayindir

İsim Efsanesi

Adanın adının nereden geldiğine dair yaygın halk hikâyesine göre, zamanında bu adada yaşayan Ermeni baş keşişin güzelliği dillere destan Tamar adında bir kızı vardır. Adanın çevresindeki köylerde çobanlık yapan bir genç bu kıza âşık olur. Bu genç Tamar'la buluşmak için her gece adaya yüzer. Tamar ise ona gece karanlığında yerini belli etmek için onu bir fenerle bekler. Bundan haberdar olan kızın babası, fırtınalı bir gecede elinde fenerle adanın kıyısına iner ve sürekli yer değiştirerek gencin boşuna yüzüp, gücünü yitirmesine neden olur. Yüzmekten gücünü yitirip, yorulan genç çoban boğulur ve boğulmadan önce son nefesiyle "Ah Tamar!" diye haykırır. Bunu duyan kız da hemen ardından kendini gölün sularına bırakir O gunden sonra ada Ah Tamar! ismi ile anlatılır. Bu hikâye Ermeni sair Hovhannes Tumanyan anlatimiyla efsanelesmistir.
Bu efsanenin tarihi gerçeklerle alakasının zayıf olduğu şüphesizdir. 9. yüzyıldan itibaren kaydedilmiş olan Ağtamar adının Arapça ĞMR kökünden "kabartı, tümsek" anlamına gelen bir türev olması daha kuvvetli bir olasılık olarak değerlendirilebilir.
Adın Türkçeleştirilmiş biçimi olarak Akdamar kullanılmaktadır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bilim İnsanları, Yaşam Süresini %30 Uzatacak F-Actin Geninin Aktivitesini Keşfetti

VAN GÖLÜ CANAVARI

Van'da Uyuşturucu torbacılarına Operasyon; 50 Şüpheli Gözaltına Alındı

Van Gölü'nde Tarih Gün Yüzüne Çıkıyor: Su Altındaki Gizemli Yapılar Keşfedildi!

Yayılan yeni salgın nedeniyle aşı kampanyası ve kapanma olacak mı? Bakan Koca açıkladı

Van Sınırında Güvenlik Duvarı Tamamlanıyor, Kaçak Geçişler %90 Azaldı!

Van Semalarında Kargalar: Binlercesi Gökyüzünü Siyaha Bürüdü

Eğitim Sen Hakkari Şubesi’nden Temizlik ve Hijyen Protestosu: ‘Çocuklarımızın Sağlığı Riskte!

Van’da Sahipsiz Hayvanlara Dev Yatırım: 250 Dönümlük Doğal Yaşam Alanı Açıldı!

Ağrı'da ilginç Uyuşturucu Kaçakçılığı